“Korkulacak Ne Var?”: Çocukluk Çağı Korkuları

Eylül 18, 2023 Yorum yapılmamış

“Korkulacak Ne Var?”: Çocukluk Çağı Korkuları

Çocukların birçoğu gelişimleri süresince farklı düzeylerde, yoğunluk ve sürelerde korku deneyimi yaşarlar. Bu korkuların bir kısmı kısa süreli olup sorun yaratmayabilir. Bazı korkular ise çocuğun günlük işlevlerini etkileyerek gelişimini sekteye uğratabilir.

Korku; sevinç, üzüntü, öfke gibi doğal bir duygu olmakla birlikte tehlikeler karşısında ortaya çıkan yaşamsal bir tepkidir ve türü koruma amacı taşır. Her çocuk doğallıkla gelişimi esnasında diğer tüm duygular gibi korkuyu da deneyimler. Kısa süreli çocukluk korkularının birçoğu günlük yaşam olaylarından kaynaklanır ve çocuğun yaşına bağlı olarak değişmektedir.

Okul öncesi dönemde çocukların korkuları çocukların cinsiyetine, kişilik özelliklerine, yaş aralığına, yetiştiriliş biçimine, çocuğun yaşantılarına göre çeşitlenebilir. Bu dönemdeki çocuklarda en sık görülen korku hayvan korkusudur. Çocuğun etrafındaki yetişkinlerin hayvanlara karşı kötü davranması, hayvanlarla aynı yerde bulunmak istememeleri çocukta hayvanların tehlikeli olduğu ve onlardan korkması gerektiği düşüncesini yaratır. Ya da hayvanlarla herhangi bir şekilde olumsuz deneyimler yaşamış çocukların hayvanlara karşı korku geliştirmesi beklenebilir. Örneğin kediyi sevmek için yaklaşan bir çocuğu kedinin tırmalaması durumunda çocuk muhtemelen kedilere yaklaşmaktan çekinmeye başlayacaktır. Bu gibi durumlarda çocuklara rol model olacak kişiler ebeveynlerdir. Hayvanlara nasıl yaklaşılması ve davranılması gerektiği çocuklara öğretilirse olumsuz deneyim yaşama riski bir nebze azaltılabilir.

Çocuklarda en sık görülen diğer korkular karanlık korkusu ve tanımlanamayan nesnelere (yaratık, hayalet, canavar…) olan korkudur. Karanlık korkusunda çocuklar karanlığın neyi temsil ettiğini bilemezler. Ebeveynler bir disiplin yöntemi olarak çocuklarını karanlık bir odaya kapatma veya çocuklarını karanlıkla tehdit etme gibi yöntemler uyguluyorlarsa çocuklarda karanlığa karşı korku gelişebilir.

Masal-hikâye kitaplarındaki veya çizgi filmlerdeki fantastik kahramanlar çocukların gerçekçi olmayan kavramlara karşı korku geliştirmesine neden olabilir. Çağımızda çocukların internete, sosyal medyaya ve çevrimiçi oyunlara erişimi oldukça yaygın olduğundan bu mecralarda maruz kalabilecekleri yaşlarına ve gelişim dönemlerine uygun olmayan uyaranlara karşı korku geliştirmeleri beklenebilir. Bu doğrultuda en büyük rol ebeveynlere düşmektedir. Medyanın çocuk açısından denetimi ebeveyn tarafından kontrol edilmeli, çocuklar şiddet/korku içeriği taşıyan, çocuğun yaşına ve gelişim dönemine uygun olmayan içeriklerden uzak tutulmalıdır.

Ayrıca çocuklarda korkuyu tetikleyecek başka etkenler de vardır:

  • Çocuk için sevilen birinin kaybı gibi travmatik bir yaşam olayı,
  • anne babanın boşanması veya evden taşınma durumu gibi hayatında ani bir değişim,
  • ailede şiddet unsurlarına şahit olma,
  • eğer bir akran çevresi varsa akran zorbalığına uğrama gibi korkuyu artırabilecek unsurlar örnek olarak verilebilir.

Okul öncesi çocuklarda korku belirteçleri; etkinliklerden kaçınma, tırnak yeme, kâbus görme gibi kendini gösterebilir. Bunlara ellerin terlemesi, nabzın yükselmesi, mide bulantısı gibi fiziksel belirtiler de sıklıkla eşlik edebilir.

Çoğunlukla duygularını net bir şekilde ifade edemeyen çocuklar korku anlarında öfkeli, hırçın veya içe kapanık olabilirler. Bu sebeple çocukluk korkularına yaklaşım önerilerinden en geniş kapsamlısı çocukla zorlamadan, yargılamadan, aşırı kontrol edici ve kollayıcı davranmadan iletişim kurmaktır. Böylesi bir yaklaşımın en temel taşı güven duygusudur; dolayısıyla çocuğun kendini açacağı, hislerinden bahsedeceği kişiye güven duyması, karşıdakinin kendisini dinleyip anladığından emin olması önemlidir.

Çeşitli korkularla başa çıkmak için birkaç yöntem önerisi:

  • Karanlık korkusu için çocuğun odasında aydınlatma düzenlemeleri yapılabilir, sevdiği ve önemsediği bir karakter metaforlaştırılarak çocuğa rol model olması sağlanabilir. Aynı zamanda uyku öncesi rahatlatıcı bir rutin oluşturmak (kitap okuma saati, rahatlatıcı bir müzik…) karanlıkla ilgili korkuları hafifletebilir.
  • Tanımlanamayan nesnelere olan korku için öncelikle medya denetimi ebeveyn tarafından sağlanmalı, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun içerikler seçilmelidir. Bu gibi fantastik karakterlere karşı bir korku söz konusu olduğunda o karakterin bir resmini çizip sonra o resmi yok etmek etkili bir yöntem olabilmektedir.

Stj. Psk. Özce Özbaşoğlu

Kaynakça

Dönmez, A. & Türk, A. (2023). Çocukluk Dönemi Korkuları ve Bir Müdahale Aracı Olarak Sanal Gerçeklik Uygulamasının Kullanımı. Hemşirelik Bilimi Dergisi, 6 (1) , 45-54 . DOI: 10.54189/hbd.1088650

Oğuz, V. (2019). Fear and reasons of children in preschool<p>Okul öncesi dönemdeki çocukların korkuları ve nedenleri. Journal of Human Sciences, 16(1), 192–204.

https://www.psikolog.org.tr/tr/yayinlar/dergiler/1031828/tpy1301996120000000m000227.pdf

Bir yanıt yazın