Sessiz Travma- Duygusal İhmal ve İstismar

Ağustos 2, 2023 Yorum yapılmamış

Sessiz Travma- Duygusal İhmal ve İstismar

Yaşamın erken dönemlerinde çocukların giderilmesine ihtiyaç duyduğu evrensel birtakım duygusal ihtiyaçlar vardır. Bu ihtiyaçlar yeni doğan çocuğun öncelikli olarak bakım vereni, daha sonra çevresi tarafından karşılanır. Diğerlerine güvenle bağlanma, ebeveynleri tarafından koşulsuz olumlu kabul görme, sevgi ve kabulün istikrarlı olması, otonomi ve yeterlilik duygusu, olumlu kimlik algısı, duygularını ve ihtiyaçlarını ifade edebilme özgürlüğü, kendiliğinden olabilme ve spontanlık ihtiyacı, hayata dair gerçekçi limitler ve sınırlar kazanabilme ve öz-denetim becerisinin gelişmesi çocukluk çağı duygusal ihtiyaçlarındandır. Bu ihtiyaçların karşılanmadığı, gereken ilginin yeterli olmadığı ya da hiç gösterilmediği ve özellikle dikkatsizlik nedeniyle çocuğun gözetimsiz bırakıldığı durumlar duygusal ihmali oluşturur. Çocukluğun ilerleyen yıllarında çocuğun büyümesiyle birlikte

  • Beslenme ve eğitimden yoksun bırakılması
  • Cinsel sömürüye karşı korunmaması
  • İstikrarlı bir biçimde sevilmemesi, yakınlık ya da ilgi görmemesi
  • Kendini ifade etmesine izin verilmemesi duygusal ihmal kapsamında değerlendirilir.

Duygusal istismar ve ihmali birbirinden ayıran en temel nokta ise ihmalin pasif, istismarın ise aktif bir davranış şekli olmasıdır. Duygusal istismar, “çocuk ve gençlerin psikolojik olarak kötüye kullanılması, yapılan veya yapılması gerekli olup da ihmal edilen toplumsal ve bilimsel standartlara göre psikolojik açıdan zarar verici oldukları saptanan davranışlardır” şeklindeki ortak tanımla açıklanmıştır. Çocuğa yönelik duygusal istismar aile içi olabildiği gibi çevresindeki otoriteler veya akranları tarafından da gerçekleştirilebilir.

  • Çocuğu fiziksel ya da duygusal olarak küçümseme
  • Aşağılama/ alay etme
  • Çocuktan gelişim döneminin üstünde beceriler bekleme ve daha fazlasını isteme
  • Herhangi bir neden yokken suçlama/ sorumlu tutma
  • Çocuğu utandırma/ mahcup etme
  • Başkalarıyla kıyaslama
  • Aşırı koruma ya da kontrolden yoksun bir şekilde serbest bırakma
  • Çocuğun aile içi şiddete tanık olması duygusal istismar kapsamında değerlendirilir.

Duygusal istismar diğer istismar türleriyle ortak şekilde diğerleri tarafından çocuğu cezalandırmak ya da disiplin kazandırmak amacıyla da gerçekleştirilebilir. En sık rastlanan istismar türü olmasına rağmen çocuğa yapılan eylemler ve çocukta yarattığı izlerin gözle görülebilir olmaması açısından fark edilmesi daha güç olup etkileri daha uzun sürmektedir. Bu istismar türünde yapılan zedeleyici davranışların toplumsal ve kültürel olarak normalleştirilmiş davranışlar olması da bu istismarın yaygınlığını arttırmaktadır. Aynı zamanda sosyoekonomik durumun düşük olması, düşük yaşam kalitesi, anne çocuk arası güvenli bağ kurulamaması, ebeveynin çocuğun bakımı için yeterli olgunluğa sahip olmaması, eşler arası iletişim sorunları olması ve ebeveynlerin ruh sağlığının iyi olmaması duygusal istismarın yaşanma olasılığını arttıran sebeplerdir. Yaşanan olumsuzluklar sonucu ebeveynler sorunlarla baş etmekte zorlanır. Özellikle böyle zorlayıcı dönemlerde ebeveynler farkında olmadan çocuklarını duygusal ihmal ve istismara maruz bırakabilirler.

Duygusal olarak istismar ve ihmale uğramış çocuklar, kabul, sevgi, tutarlılık duygularından eksik ve mahrum olarak büyür. Yaşamın erken dönemlerinde bu eksiklik ve istismarla mücadele etmek duygusal bir travma oluşturur ve çocukta değersizlik, çaresizlik ve ümitsizliğin oluşmasına yol açar. Duygusal ihmal ve istismarın en sık görülen yansımalarından biri de kişiler arası ilişkilerin bozukluğu ve bu ilişkileri sürdürme ve geliştirmede zorluk çekme belirtisidir. Çocukluk çağında yaşanan duygusal ihmal ve istismar bir travma olmakla birlikte bireyler bu travmanın izlerini çoğunlukla sessizlikle taşır. Görünmeyen travma anlamlandırılamadığında ise semptomlar günlük hayattaki sorunların getirisi zannedilebilir.

Duygusal istismar ve ihmal tanımlaması zor fakat en sık rastlanılan çocukluk çağı travmasıdır. Bu sebeple belirtileri hemen görülmemekle birlikte uzun vadede ortaya çıkar.  Çocukluk çağı duygusal ihmal ve istismar travmasına maruz kalmış yetişkin bireyler kendi duygularını ve isteklerini görmekte zorlanabilir ve sürekli karşıdaki insanları memnun etmek için çabalayabilirler. Kişilerarası ilişki kurma becerileri olumsuz yönde gelişebilir. Romantik partnerler ve aile bireyleriyle sağlıklı bağ kurmakta zorlanabilirler. Uzun süreli boşluk hissi, kendine yönelik geliştirici olmayan öfke ve suçlama, yüksek mükemmeliyetçilik, duygularını tanıyamama, düzenleyememe ve ifade etme güçlüğü gibi semptomlar duygusal olarak ihmal ve istismar yaşamış olabilme ihtimalimizi görmemize olanak sağlar. Travma kişilerarası farklılık ve çeşitlilik gösterdiğinden tek bir tedavi yöntemi yoktur. Bu sebeple ruh sağlığına yönelik psikolojik müdahale ise travmanın yarattığı semptomlar değerlendirilerek oluşturulmalıdır.

Stj. Psk. Cemre Nur Yalçın

 

KAYNAK:

Classen, C.C., Pain, C., Field, N.P., Woods, P. (2006). Posttraumatic personality disorder: A reformulation of complex posttraumatic stress disorder and borderline personality disorder. Psychiatr Clin North Am, (29):87-112

Hergüner, S. (2011). Duygusal İstismar ve İhmal. M. Öztürk (Ed.), Çocuk Hakları Açısından Çocuk İhmali ve İstismarı. İstanbul. Çocuk Vakfı Yayınları

Polat, O. (1999). Tıbbi açıdan çocuk hakları ve çocuk istismarı, Cumhuriyet ve Çocuk. 2. Ulusal Çocuk Kültürü ve Kongresi, Ankara, Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları

Webb, J., & Musello, C. (2012). Running on empty: Overcome your childhood emotional neglect. Morgan James Publishing.

Bir yanıt yazın